Kur'an'ın fırkacılık olgusuna yaklaşımı

“Kur'an'ın fırkacılık olgusuna yaklaşımı”

ŞÜKRÜ AYDIN

Özet

Din, toplumun birlik, beraberlik ve bütünlüğünü sağlamada çok önemli bir fonksiyona sahiptir. Ancak dinsel inanç ve anlayışların içinde yaşadıkları toplumdan, o topluma hâkim olan egemen güçlerden, sosyal tabaka ve mesleklerden etkilendiği, ona göre şekil aldığı ve bunun sonucunda bazı dinî cereyanların da oluştuğu sosyolojik bir realitedir. "Kur'ân'ın Fırkacılık Olgusuna Yaklaşımı" adlı bu çalışmada özellikle fırka kavramının anlam alanı üzerinde durulmuş, ona yakın sözcüklerin semantik tahlili yapılarak, Kur'ânı Kerim'in fırkalaşmayı önlemek için sunduğu çözüm önerileri ele alınmıştır. Her dinin bünyesinde oluşmuş olan dinsel akımlar Batı kültüründe Sect ve bunun biraz daha ılımlısı denomination terimleriyle, İslâm kültüründe ise; bu çalışmada irdelenen hizip, fırka, zümre, cemaat, grup, ekol, akım ve mezhep gibi fırkalaşmanın anlam alanına giren sözcüklerle ifade edilir. Sosyolojik ve psikolojik boyutları da olan bu oluşumlara karşı nasıl bir tutum sergileyeceğimizin sınırları ve ölçüleri Kur'ân'da ve Kur'ân'ın en güzel model olarak sunduğu Hz. Muhammed (sav)'in sünnetinde açıklanmış ve gösterilmiştir. Kur'ân açısından insanların farklı düşünmeleri, farklı görüş, yetenek ve alternatiflere sahip olmaları doğal olup sünetullah gereğidir. Kur'ân'ın bu görüş ayrılıklarına olumlu bakmasının en önemli nedenleri çalışmamızın 3. Bölümde incelendiği gibi toplumun hayırda yarışması, insanlığın yararına olan iş ve eylemlerin ortaya konması ve üretkenliktir. Kur'an'ın sunmuş olduğu bu bakış açısını göz ardı eden toplumlar kıskançlık, cehalet, önyargı, körü körüne taklit gibi olumsuz tutumların baskın çıkmasıyla bölünüp, parçalanmalara maruz kalır ve yaşamda onurlu, karakterli bir duruş sergileyemezler. Bu açıdan bakıldığında İslam düşüncesi, ilk dönemler farklı ırk, renk ve milletlerden meydana gelen toplumları tevhid potasında eriterek tek ümmet haline getirmeyi başarmış olsa da zamanla toplumda bilinç kapasitesinin aşağı seviyelere düşmesiyle farklı cemaatleşmeler, ötekini dışlayıcı fırkacı hareketler kendi oluşumlarını sağlayacak fırsat ve zemini bulmuşlardır. İslâm dünyasında Hz. Peygamber (sav)' in vefatından hemen sonra belirmeye başlayan yönetim temelli ihtilaf sorunu, zamanla siyasî çekişmelere yol açmış. Bu ihtilaf ve çekişmeler giderek dinî ve ideolojik çerçevede genişlemeye başlamış, bunun doğal bir sonucu olarak 3. ve 4. Bölümde Fırkalaşmanın Nedenleri ve Sonuçları bölümünde irdelendiği gibi birbirlerini sapkınlıkla suçlayan, ötekini dışlayan çok sayıda fırkacı, mezhepçi ve grupçu oluşumları ortaya çıkarmıştır. Bu şekilde ortaya çıkmış olan fırkacı ve grupçu anlayışlar, doğal olarak kurtuluşun ve emniyetin nasıl sağlanacağını gündeme getirmiştir. Bu bağlamda Haricîlik ve Sünnîlik, kurtuluşu karizmatik bir cemaate üye olmakta görürken, Şiîlik, kurtuluşu, tanrısal ilham kaynaklı karizmatik liderlere / imamlara tabi olmakta görmüştür. Geçmiş vahyin müntesipleri dinlerinde ve kitaplarında yapmış oldukları tahrifatlar sonucunda bölünüp, parçalanmaya maruz kalırken, İslâm dünyası ise yetersiz ve yüzeysel bir bilgiye sahip olan bazı grupların etkisiyle Kur'ân ayetlerini Kur'ân bütünlüğü çerçevesinde düşünmeyip, bir metni sadece literal (lafzî) açıdan değerlendirme anlayışına sahip olmuşlardır. Bunun sonucunda, din konusundaki nesnel gerçeklikleri görmede büyük bir set olan dar görüşlülük, kalıp yargılar diyebileceğimiz stereotip yaklaşımlar, bağnaz ve fanatikçe tavırların etkisiyle çok kısır tartışmalara ve bölünüp parçalanmalara maruz kalmışlardır. İslâm topraklarının genişlemesiyle çok farklı inanç, kültür ve felsefî anlayışlar da bu sürecin artarak devam etmesinde büyük rol oynamışlardır. Bu fırkacı ve mezhepçi anlayışlar Müslümanların siyasî, sosyal ve psikolojik yönden etkilenmelerine sebep olan iç savaş ve çekişmelerin yaşandığı ortamlarda giderek artma zemini bulmuş ve bunun olumsuz etkileri günümüzde de görülmekte ve acı bir şekilde yaşanmaktadır. Farklılıkları görmeye endeksli olan mezhepçi ve fırkacı (Sectarian) anlayış, tarihi süreçte uzun yıllar süren mezhep mücadelelerine ve bunun sonucunda sosyal bünyenin zaafa uğramasına yol açmıştır. Bunun en temel sebebi ise Kur'ân'ın tek ümmet olarak niteleyip, Müslüman ismini verdiği ve Allah'ın ipine sımsıkı sarılıp dağılmamayı emrettiği İslâm toplumunun bu mesajları ve ilkeleri göz ardı etmeleridir. Bu sorunun en hızlı ve pratik çözümünün ise, bu çalışmanın 5. Bölümünde Fırkalaşmaya Karşı Kur'ânî Önlemler başlığı altında ifade edildiği gibi Kur'ân'ın sunmuş olduğu çözüm önerilerinin önemsenmesine ve toplumun bu ilkeler doğrultusunda bilinçlenmesine bağlı olduğu söylenebilir. Anahtar Kelimeler: Kur'ân, Fırka, Cemaat, Milel ve Nihal, Fırkacılık, İhtilâf.

Detaylar

Dil: English - Tür: Tez - Sayfalar Sayısı: 297 - Tarih: 2015 - Ülke: TR

Son Eklenen Başlıklar